24 Temmuz 2012 Salı

BEYAZ MARTI ADRİYATİK YOLLARINDA

Beyaz Martımızı 14 Martta aldıgımızdan bu yana  2.5 ay geçti.
  Aldıgımızdan düşünmüştüm aslında..bu yıl güzel bir gezi yapalım..güzel iklimlere direksiyon sallayalım .
  İlk seferini  Adriyatik sahillerine yaptı. 7 Haziran Perşembe günü sabah başlayan gezimiz 23 Haziran Cumartesi günü geç saatlerde sona  erdi.  Yani 16 gün sürdü.İlk seferimiz olmasına ragmen sıkıntısı az ama zevkli bir gezi oldu.
Karavanı ilk aldıgım günden itibaren beni tanıyan bütün arkadaşlar inceden de olsa takılıyorlardı.." 94 model araçla o kadar yola çıkmaya korkmuyor musunuz ? ..sıkıntı yaşarsınız..." diyerek moral seviyemizi sıfırın altına çekiyordu bu sözler.Ama hepimizin  de iyi bildigi birşey vardı ki..    bakımlı her araç her yere her zaman giderdi.
 Daha ilk gezi düşüncesi fikri oluşunca inceden inceye plan dogrultusunda bakımlarını bizzat kendim başında bulunarak yaptırdım.Bakım diyince öyle ahım şahım bakım aklınıza gelmesin.Bütün sıvıların değişimi, alt takımının bütün vida,civatala hareketli,sabit aksamlarının bizzat elle kontrolü, bütün kayışların degişimi (triger ve 2 devridaim kayışı ) fren diskleri ve kampanaların sökülüp bakımı  karavan aksesuarlarının çalışır kontrolü (son Taraklı festivalinde sagolsun bütün karavancı arkadaşların bu konuda yardımlarını unutamam ) eksiklerin tamamlanması ile geziye hazırdık..

7 HAZİRAN PERŞEMBE
Planladıgımız tarihte yani 7 Haziran Perşembe günü sabah kalkıyoruz.Kahvaltıdan sonra son kontrolleri yapıyoruz.Listeyi tekrar tekrar çek edip unutulan kalmasın diye otokontrol yapıyoruz.
Yeşil pasaportlar,kimlikler,kredi kartları,uluşlarası konuşmaya açık tek telefon, karavanda elektrik şarjını dün gün boyu yapmıştım.Tamam.Temiz su dolu, Portatif wc suyu, kimyasalı tamam.Üst bagajda masa tamam.yeni sandalye istanbuldan alınacak, dış elektrik alımı için şarj kablosu ve su tedarigi için hortum..ne olur ne olmaz diye 2 lt 15*40 turbodizel motor yagı,yedek sigortalar,takım anahtarı, gezecegimiz ülkelerin haritaları yüklü gps cihazı .vs v.s   Beyaz martımız ve eşim,kızım geziye hazırız..tabii ki bende.
Çok sevdigimiz hayvancıklarımızı..kedimizi veteriner klinigine bırakmıştık .Köpegimiz goldyi ise evimizde bahçemizde bırakıyoruz..bakacak kişi var diye.Bismillah deyip kontagı çeviriyorum..saat 07.30.
                                         Karamürselde yagmur  çiseliyordu çıktıgımızda.
                                        Bogaz Köprüsü sakin sayılırdı..
Beyaz martımızın başlangıç  km si 33.326

saat 10 gibi İstanbuldayız..Ara ara yagmur çiseliyor karamürselde.Ama istanbulda hava açık..yolumuz üzerindeki Kozyatagı-carefour a ugruyoruz..Gıda alışverişini yaptık ve 3 adet sandalye aldık.

G.S Arena yolunda oglum işinden izin alıp bizi yolcu ediyor.
Öpüşüyor oglumla  ailece...
İkitellide petrolofisinden depoyu fullüyorum.Benzinin litresi 3.76 tl
70 lt mazot ve 11.9 lt lpg alıyor.Mazot bizde 1.71 €/lt yani..Not ediyoruz bakalım diger ülkelerde mazot nasıl..
AÇSA ya ugrayıp otobuzdolabı alıyorum.TB41A seyahatte çok lazım olacak.


                                            Açsa İndelB Buzdolabı...
Çektirdigim kablo olmuyor -ufak bir tadilatla iş halloluyor.Yolcu koltugu arkasındaki yere çok güzel oldu.
Saat 14.00 de Edirne yoluna çıktık otobandan.Keşan üzerinden İpsala sınır kapısına gidiyoruz..Tekirdagı geçince Malkaradan  kaşar ve beyaz peynir aldık.
Keşana varıyoruz.Şehri bir turlayıp acıkan karnımızı doyurmak için  tavsiye edilen  Gölbaşı restorantta  keşanın meşhur satır etini yiyoruz..Çok güzel ve Lezetli..



Keşandan İpsala sınır kapısı 29 km.17.30 da İpsala sınır kapımızdayız.
..

Yunan gümrügüne gidiyoruz.Bizim askere selam çakıyorum elveda diye.. yunan sınır girişinde 2 genç asker  “ bizim burada ne işimiz var ya..bir an önce askerligi yapsak da gitsek” tavrında asker bezgin bezin bize bakıyorlardı..
Yunan tarafında pasaport,yeşil sigorta ve uluslar arası ehliyete bir göz gezdirip 2 dk da yol verdiler..Artık Yunanistan topraklarındayız..
Dönüşte ugrayacagımız için Dedeagaçtaki kamp yerine ugramadan rotamızda  kavala var.gps te ayarladık.. 195 km yolumuz var..Otoyola (egnatia odos) giriyoruz.karanlık çöktü





..

yol uzun..Beyaz martı otobanda inliyor..bir ara hızımızı 120 ye çıkartıyorum..maşallah fişek gibi gidiyor. Saglı solu ekin tarlalarını geçiyoruz.Otoyol güzel.Yol  boyu yunan köylerini siluet halinde izliyerek gidiyoruz.Tek tük arabalar geçiyor bizi.Bir ara araban ses geldi.sanki fren diskleri ses yapıyor gibi.indim kontrol ettim.Bişey yok.Frenci arkadaşım (offroaddan co pilotum) güzelce bütün lastikleri söküp kontrol etmiş,fren balatası,diskler ve balataları kontrol etmişti.güvenirim kendisine.. Otoyol çıkışı memur 4  € diyor.5 € üstü gelmiyor tabii.!!! .verip otoyoldan çıkıyoruz.

..


Saat 23.30 gibi kavalaya geldik.Şehir merkezinden sokaklardan  dolaşarak bu saatte park edebilecegim yer aradım.Yunanlı kardeşlerimiz yolkenarlarındaki meyhanelerde kafa çekiyorlardı.Benim ise bir an önce bu geç saatte park edecek bir yel bulmam lazımdı. Sonunda denize 500 metre mesafede liman yakınında büyük açık bir otopark buldum.Gündüzden dolu oldugu belli olan otoparka ,iş merkezlerinin arasında..çaresiz daldım.parkettim.Yataklar açıldı..Kısa bir zaman sonrada o kadar sese ragmen yorgunluk galip geldi..uyuduk.
ilk güzergahımız İpsala-Kavala
8 HAZİRAN CUMA
Sabah 6.45 gibi uyandık.İlk gün sabahı oldugundan mıdır erken uyandık.Arabadan inip etrafını kolaçan ettim..varan 1.  sol arka lastik sıfır..yere yapışmış…Allah Allah. Birisi mi indirdi yoksa kendiliginden mi ?..anlam veremedim.Kimseyi de suçlamak olmazdı.Jant kapagını simsiyah egzoz isi ile dolu kapagı çıkarttım.Krikoyu yerine taktım..ııhh olmuyor.varan-2 kriko bozuk…..  Otopark görevlisi yeni işe geliyordu belli.yardım istedim.Tarzanca konuştuk.telefonu ile lastikci çagırdı.

Küçücük smart arabası ile yunanlı Andon usta geldi.Söktü işaret diliyle dükkanına götürüp tamir edip gelecegini söyledi.Ben de beraber gelecegimi söyledim.kabul etti.Dükkanı Kavalanın batısı tarafında iyi bir semtte güzel bir daire altında idi.çıragı janttan lastigi söktü, suda denedi..sipoptan kaçırıyordu.yeni sipop taktı havayı bana sorarak bastı.Geldik Beyaz  martımızın yanına taktık..borcumuz  20 evro..fazla istedin be ustam.Memleketimde en fazla 15-20 tl eder bu. :o..ama ilk gün sesimizi çıkartmadık..Sıkıntı içerisindeki yunanlı andon kardeşimize faydamız olsun….Otopark göevlisi de peşinen 4€ sunu da aldı.Aracımızı gittikçe kalabalıklaşan otaparkta bırakarak kavala sokaklarına kendimizi vurduk.

Kavala; Yunaistanın Trakya bölgesinde 60.000 nüfuslu 1912 yılına kadar Osmanlı idaresinde kalan bir ili.

Gezilecek yerleri arasında Kanuni Sultan Süleymanın yaptırdıgı su kemeri,Kavalalı Mehmet Ali paşanın evi,heykeli, yüksekçe şehrin orta yerindeki  Ortaçag kalesi,İbrahim paşa tarafından yaptırlan camii (şu an Agios Nikolas kilisesi ) olabildigince korunmuş yerlerdendir.

 Kavalada gezerken kendinizi tanıdık bir şehirde geziyormuş hissine kapılıyorsunuz.Eski tarihi evlerin yeni mimari evlerle güzel uyumu ile Kavala şehri  yarımay şeklinde güzel bir  yere kurulmuş güzel bir yer..
Yunaistanda meyve sebze fiyatları bizden yüksek..Meyve fiyatları bütün Adriyatik kıyısı boyunca yüksek sayılır.



..

Gezi planımıza göre yapacagımız kilometre 5500-6000 km arası olacaktı.

Bütün donanımımız buna göre hesaplandı.

Ara bir bilgi açısından sonuçları vereyim.

7 Haziran Karamürselden çıktıgımızda km=33.326 idi.
23 Haziran akşamı dönüş km=39.624 km
yapılan km 6298 km
alınan mazot toplamı= 546 litre
ortalama yakıt: 8.66 litre/100 km dir.Tabii ki parasal olarak kilometreye şu kadar yakıyor diye çıkartmak şu an için çok zor..Zira fiyatlar çok degişken...

GEZİ BOYUNCA BEYAZ MARTI HAKINDAKİ GÖZLEMLERİM

-Ön cam ve şoför mahalli çok geniş ve yolu,çevreyi çok çok iyi görme imkanı veriyor.Ben PSA gurubu araçları deneme sürüşünde bulunmuştum.Bu kadar geniş açı görmemiştim.Direksiyo turu bu boyuttaki bir araca göre çok iyi.Daracık yerlerden 2 hamlede çıkabildim.Aracın 4.9 metre boyutu çok iyi.
-Yüksek süratte yandan tır geçerse yan rüzgarlardan az da olsa etkileniyor.Uzun yolda ne tente nede aracın önden aldıgı rüzgar herhangi bir yoldan sapma ve ses yapmıyor.stabil gidiyor.
-Akşamları sıcak havada bile olsa bütün kapılar kapalı iken-yan pencereleri ve üst havalandırmaları açınca sıkıntı olmadan sıcaktan fazla etkilenmeden uyuduk.eger alt kapılardan veya camlardan birini açtıgınızda klimalı gibi oluyor.Yani yalıtım çok iyi.
-Gizli ayakkabılık çok pratik ve kullanışlı.Helede acil iniş binişlerde terlik alıp giyimesi iyi oluyor.
-Otoyollarda ve feribotlarda boyutundan dolayı hep üst segmentten neredeyse kamyon grubundan para verdik.Yükseklik 3.10 oldugu için maalesef yapacak bir şey yok.Birde çok ender de olsa avrupada bazı ara yollarda trenyolu alt geçitlerinde 2.5 metre geçitlerde sıkıntı yaşadık.Bu slovenyada otoyol harici ara yollarda sıkıntı yarattı..
-Alt oturma gurubu yatak olunca 2 yetişkin çok rahat yatıyor.Üst yatakta ise kızımız çok rahat etti.2 kişi olarak denemedik.Boyut daha büyük ama taşıması açısından nasıl bir deneyecegiz.Ama üst yatakta bir kişi yatıyorken bile normal işlevler rahat yapılıyor olması extradan müthiş bir rahatlık.Kızımız uyanmadan biz kahvaltımızı yapıp ,yola çıktık.o hala uyuyordu.
-2 adet 105 amper jel akü ve parelel baglı 105 amper araç aküsü ile bütün sistem çalışırken(ektra derin donduruculu buzdolabı ile) elektrik almadan 3 gün gittim.Üste bir güneş paneli alınırsa..hiç bir şeye ihtiyaç duymadan günler boyu kalınır...Sadece son 3 gün şarj ünitesi nedense arızalandı aküleri şarj etmez oldu.Araç şarj dinamosu ile şarjım bile 2,1 çizgi şarjımı hiç aşagıya düşürmedi.
-Her türlü mazot aldım.euro dizel-biyodizel-D2 mazot hiç sıkıntı olmadan yaktı.Sanki euro dizelde çekiş biraz daha iyi gibi.Yalnız D2 mazotta egzosttan bira fazla siyah duman atıyor.
-Beyaz martımızın orijinal buzdolabı normal sogutuyor.Çok sıcak yaz aylarında gerek sogutması gerek hacmi yetersiz kalır.İyiki ek olarak derin donduruculu buzdolabı almışım.Yeni aldıgım hem -18 dereceyi gördü hemde üstten besleme ile daha kullanışlı oluyor.2 dolap toplamda 90-95 lt hacmi oluyor fazlası ile 2-3 kişilik aileye yeterli geldi.
-Ocak çok iyi..hem 2 ocagı ile aynı anda iş yapması hemde kullanışlılıgı iyi.
-Bütün su sistemi hatasız ve kullanışlı.Sadece mutfak lavabosu biraz daha geniş olsaymış daha iyi olurmuş.
-Banyo ,wc güzel.kullanışlı.iri kıyım olan biri portatif wc varken hareketi biraz sıkıntı yaratır.Bende sorun olmadı.Kısa vadeli duş almalarda sorun olmuyor.Uzun uzadıya evdeki gibi duş düşünülmemeli zira su sorun olur (125 lt)
-Dolaplar çok yeterli..hatta fazla bile.Hele de üste bagaj yaptırınca çok dolap boş kalabiliyor.Tabii ki yaz ayı için düşünüyorum.Kış ayında kıyafet,battaniye v.s nasıl olur ..denemek lazım.
-Yemek masasını açıp kapatmak günde 1 defa olursa iyi de sık sık söküp çıkartmak bazen sıkıyor.Yalnız ön çift kişilik koltugun gerektiginde hem geriye dönük olması gerektiginde yola bakıyor hale getirilebilmesi çok çok güzel.Hele ki şoförden bir basamak yukarda olması oturanları seyahat sırasında daha güzel terastan seyrediyormuş havası veriyor.
-İyiki önlere yardımcı sis farı takmışım.O kadar faydasını gördüm ki..müthiş yol aydınlatması ile gece yolculuklarında bilhassa Sofya-Harmanlı arası yolunda gece de olsa ortalama 80-90 km hızla geldim.çook faydasını gördüm.
-
-Motor gücü,çekiş en zor yollarda bile beni hiç sıkıntıya sokmadı.En berbat yokuşlarda bile 2 vites sıyırdı çıkardı bizi.Sadece turbonun devreye girme deviri olan 2000-2500 devir tam bir kurtarıcı..müthiş bir ivme kazandırıp adeta zıplatıyor arabayı.
-genel seyir hızı 70-90 arası çok rahat..ses bile bu aralıkta hafif bir mırıltı gibi oluyor.Yakıt ise bir mucize gerçekleşti.Aldıgımdan beri hafif ölçümlerimle 9-10 lt arası buluyordum.Ama esas ölçümümü uzun km boyunca ölçecegim için yazmamıştım.Bu kadar uzun yolda ki..genellikle dag yolları-yokuşu,virajı bol olan bir gezi agırlıklı gezide ortalama 8.6lt/100 km ölçüsü eski teknoloji 2.4 hacminde 96 hp gücündeki 3000 km tam agırlıkta gezdik genellikle bana çok iyi –düşük geldi.Kulagı çınlasın Hikmet bey (raptör) abi motor çekişinden memnunsan,yag da eksiltmiyorsa yakıtı da iyi ise sakın turboydu,motordu elletme demişti.
Sonuçlar bu....

Bu degerler bana çok çok iyi çıktı gibi..

Hatta bir ara hesapları tekrar tekrar yaptım.Hesap extraları bu aykiler geldi sadece 3-4 günlük gelecek ay gelecek bütün yakıtı hep kredi kartı ile aldıgım için takibi çok kolay oldu.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ohride dogru yola çıktık..şehri terkederken Manastırın ortasından geçen kanal boyu yoldan  en sona kadar giderek sola sapıp gps cihazımızın yönlendirmesi ile çıktık.Halk bankasının burada da şubesi var.Solumuzda yangın sonucu tahrip olmuş orman yeniden yeşeriyordu.Yol güzel sayılırdı..Yol kenarlarında bol bol akasya agaçları ve ıhlamur agaçları ..mis gibi kokusu ile mest ediyordu ..çok severim ıhlamur çiçegi kokusunu.Nedense Adriyatik boyunca bu koku bizi hep takip etti..Bende bu kokuyu takip ettim. ;D ;D :D :D

Verimli vadilerden ara ara Müslüman köylerinden geçiyorduk.Hatta müslüman köyleri çogunlukla dayanışma içerisinde olsun diyemidir bir arada idi.
 Güneşin yakmaya başladıgı bir saate yukardan-tepeden yoldan  Ohride bakarak inmeye başladık.. Güzel bir şehir bize kucak açmış  gelmemizi bekler gibiydi....
..
9 HAZİRAN CUMARTESİ
OHRİD

Ohrid  tam bir turizm kenti olarak görünüyor. İyi muhafaza edilmiş eski kenti, Orta Çağ dönemine dayanan hisarları, yüksek sayıdaki kiliseleri, manastırları ve camilerinin yanı sıra büyük GÖLÜ aynı zamanda Arnavutluga da sınır teşkil etmektedir.UNESCO, 1979 yılında Ohri Gölü'nü, bir sene sonra da Ohri kentini UNESCO Dünya Mirasları listesine ekledi..Balkanlar’ın birçok ülkesinden (özellikle denize kıyısı olmayan Kosova ve Sırbistan) turist, tatillerini geçirmek için Ohri bölgesini tercih ediyorlar.

Çok güzel bir sayfiye yeri..Çok da Türk var.Sahilde gezindik,tekne turları yakın turları 10€ olarak yarım saatligine yapıyorlar.Diger seçenek ise büyük tekneler 30-40 kişi ile kişi başı 8€ ücretle daha geniş tur yapıyorlar.
ohrid çarşısı tıklım tıklım.Birçok Türk markası burada dükkan açmış.Bizler gibi pazarlık usulü burada da var.Yalnız Ayşegül fiyatlara baktı..biraz yüksek dedi..Ama diger meyve sebze pahalı degil. "Taç-gezer v.s) manav dükkanlarındaki meyve kaslarından Antalyadan geldigi belli portakallar tezgahlarda yerini almıştı..
.

..

..
2 şer adet foto yükleyebiliyorm şimdilik.
Çarşısını gezerken tur otobüsü ile gelmiş kalabalık bir Türk grubuna katıldık.Rehber çok güzel anlatıyordu.Hatta hızını alamayıp

"Eski kulagı kesiklerden " sözünün nereden geldigini anlattı.Cami ve Bektaşi tekkesini gezip yukarıya Ohrid kalesine dogru yavaş yavaş yol alıyoruz.Yavaş yavaş antrenmanlı olmaya başladık.İlk günler gezmekten bitap düşüp akşam yatınca arka adeleler isyan ediyordu.Şimdi alıştı. :D

* DSC_9119.JPG (145.42 KB , 760x491 - Gösterim: 164 kez.)

* DSC_9125.JPG (96.54 KB , 760x509 - Gösterim: 161 kez.)
..

..

..

..
.


iki video ekleyelim..düzenlemeden ham haliyle..

kale burcundan çekim
http://www.dailymotion.com/video/xrtyeb_00004

osmanlı camisi ve Eski kulagı kesik  tabiri nereden geliyormuş.

http://www.dailymotion.com/video/xru4e6_00003
.

kamping yerimiz

Çok yorulduk..Öyle ki..bunu ancak sakin.sessiz güzel bir deniz yada göle girip hem ruhumuzu hemde bedenimizi dinlendirerek
kendimizi ödüllendirmemiz lazımdı.

Ben ki  suya girmezsem..hasta olan su kuşu biri olarak bu yaz ayında neredeyse 4 gün oldu suya girip yüzemedim..

Daha önce gezen arkadaşlardan aldıgımız bilgiler dogrultusunda Ulika kampinge dogru gidiyoruz..Camlar açık tatlı bir rüzgar

olabildigi kadar fakir kliması görevi ile bizleri serinletmeye çalışıyor.. :D ;D
..

Kamping yaklaşık 20 küsür km mesafede..İşletmesi iyi olsa mükemmel bir yer..Ama bizdeki bazı zihniyet gibi ürün kendi kendini satıyor.. ???

Bu kadar sabit çekme karavanı bir arada burada gördüm.Sanki Avrupada ne kadar yürümeyen çekme karavan varsa buraya getirip baglamışlar ..Çogu yerinden hareket etmesi için mutlaka başta lastikleri dahil iyi bir bakımla ancak yürür..Bunları sanırım oda-çadır niyetine kullanıyorlar.Ön sıranın hemen arkasında çam agaçları altında yer bulup acil acele yapmam gereken işleri yapıp hemen suya daldım....brrrrrrrr

Duru temiz ve cam gibi bir göl..ilk girdigimde soguk geldi..ama bu havada iyi oluyor sonra alışıyorsun..Sonradan farkettim su yılanı var.1 metre boyları kesin var..Zarar gelmez ama yüzü soguk bu meretlerin yahu.. :o
..

..

..

Kaldıgımız yerden devam..Ohrid kalesi gezimize kişi başı 30 denar (bilgi olarak 1 €=61 denardı ) aracımızı bıraktıgımız Ohrid meydanındaki otoparka 30 denar verdik.Bu fiyatları başka Adriyatik ülkelerinde bulamayacagız.. ;D ;D

BANA GÖRE GEZDİGİMİZ ÜLKELER İÇİNDE EN UCUZU MAKEDONYA İDİ.

 Ulica auto kampingde güzel bir su sefasından sonra...ilk defa deliksiz uyku çektim..Sabah kendimize ödül verdik bize göre saat 08.00 de kalktık.Onlara göre ise tabii ki 07.00 idi. :D :D
ULİCA AUTO KAMPİNG wi-fi yoktu.3 kişi ve Karavanımız günlük 10€ verdik.Ucuzdu ,çok güzel manzarası ve konumu vardı.biraz bakımlı olsa burada bir hafta bile kalınırdı.Hiç otoyola para vermedik..Bilmiyorum biz mi otoyol bulamadık  ;D ;D

Aylak aylak o günü mümkün oldugunca atalet momentini bozmamaya gayret ederek ögle sonunu ettik..

Harita-rota gps ayalamalarından sonra yolumuzu Strugaya çevirip oradan Arnavutluga geçecektik.Struga ohridden sonra cazip gelmedi.İçinde bir tur atıp yolumuza devam ettik.Kara dirim  şehre ayrı bir hava veriyor...Strugada daha çok müslüman var sanki..Hemen hemen çok köyünde cami var..



 10 HAZİRAN PAZAR.

Rahat ve seyir dolu bir yolculuktan sonra Arnavutluk sınır kapısına geldik..Her iki sınır kapısında da (çıkış yaptıgımız Makedonya ve giriş
yaptıgımız Arnavutluk ) türkçe biliyorlar.Arnavutluga girişte hemen hissediliyor fakir bir ülke oldugu..Elbasana 50 km yolumuz var.
Daglardan inerek Arnavutluga dogru gidiyoruz.Sık sık araç yıkama LAVAZH  (ege yöremizde meşhurdur..bir boru ucuna duş fıskiyesi takılır araç altında duş alır ... ;D ;D ;D nasıl yıkanıyorsa.. :D :D  ) yerleri çıkıyor karşımıza.. işaretle yıkamak isteklerini söylüyorlar.

ARNAVUTLUK

Karadag,makedonya,Yunanistan ve kosova arasında kalan Arnavutluk, 3 milyona yaklaşan nüfusu ile Adriyatige sahili olan uzun ince bir

ülkedir.plakası AL para birimi Lek..Enver hocadan sonra serbest piyasa ekonomisinin sancıları,altyapı çalışmaları heryerde kendini göstermektedir.

Ana yolda bazan keçiler yolumuzu kesip aheste aheste geçiyorlar.Piskhan diye bir bölgede eski bir yüksek köprü objektiflerimiz poz verdi.Tarlalarını sabana koştukları eşekle süren var.River Bustricada Enveer hoca zamanında yapılmış demir köprü ve çok sayıda 2.Dünya savaşında savunma amaçlı koruganlara rastlıyoruz.Nehir seyahatimiz boyunca neredeyse bize sagımızda yada solumuzda bize eşlik etti.Tirana vardık..
..

..
1€=138 Arnavutluk lek i.


..

Arnavutlukta sık sık yol kenarlarında mezar diyemiyecegim..ama anmak için galiba ya canlı çiçek yada yapma çiçekle sık sık  karşılaştık..

Birde..bütün yol boyunca çok fazla bisikleti ile tur yapan..onca yolu pedal çevirerek gezen güneşten yanık tenleri ile seyyahlara rast geldik.



..

Saat 14.00 gibi Tirane yoluna döndük.Trafik kötü..Kurallara burada bizim gibi..fazla uyan takan yok..Yolumuz virajlı.Tek şeritten gidiyoruz.61 km yolumuz var.Epey rampa çıkıyoruz.Rakım 1800 metre gibi..Yol üzerinde restoranlar var."Bar resimi-Bar ismeti " gibi isimlerle..Sanırım Türk asıllılar.Temsa otobüsleri burada iyi satmış..sık sık rastlıyoruz.Algida ve ülker golfe rastlıyoruz..

saat 15.20 gibi Tirane ye geldik.Çok geniş meydanı var.Dogu bloku ülkelerin bir zamanlar gövde gösterisi için kullandıgı geniş ve uzun caddeler büyük bir meydana açılıyor ve mutlaka heykelle süsleniyor..Vodafone Arnavutlugun gsm şirketi..
.
Yeri gelmişken deginmeden edemeyecegim.Bu işin öyle Milliyetcilik-Türklük gibi yüce kavramlarla hiç alakası yok.
Avrupada yada Avrupalı zihniyetinde çok önemli bir temel unsur da şu.  " İnsan..İnsan degerlidir." .
Küçücük kasabada yada koskoca metropolde..bir insan yaya çizgisine adımını attımı..hayat duruyor abi...Herkes sabırla bırak klakson çalmayı yan bile bakmıyor. Geçmesini bekliyor.....:) :) :) :) :) :) :)
Ben bu seyahat boyunca klakson sesini  bir saraybosnada birde Edirneden ülkeme girişte ışıkta arkamdaki Tır niye gitmiyorsunder gibi çaldı.Kulagım klakson sesini inan unuttu. Hırvatistana girişte sınır kapısını 1 km geçince yol asfaltlama çalışması var.Sanırım 20 gün sürecek büyük bir çalışma.Aralıklı her 3-5 km de bir akülü 1.5 metre boyunda yeşil veya kırmızı yanan lamba koymuşlar.Bize kırmızı yandı.Hemde ne yanma en az 2-2.5  dk.Ardımızda en az 20 irili ufaklı araç.Karşıdan gelen hiç yok.....Bekliyoruz..2 dakika..Bir kişi klakson çalmadı.bir kişi nasıl olsa karşıdan gelen yok deyip sıradan çıkıp bizi sollayı geçmedi.Hiçbiri geriye dogru 2 sıra yapmadı.Yada emniyet şeridini ihlal etmedi. Üstelik de burası dagbaşı..Öyle kontrol eden bir trafik memuru yada kişi falan yok haa....
..

Saat 17.45 gibi İşkodraya geldik.
Pazar günü oldugu için şehir tenha..Ortalıkta kimsecikler yok..Amerikan kovboy filmlerindeki yalnız sessiz kasabalar gibi..Hatta çıkan rüzgardan bir iki diken çalısı bile ortalıkta uçuşup duruyordu.nını nı.... ;D ;D.
Ezan okunmaya başladı.Makamı biraz farklıda olsa gür sesi ortalıgı inletiyordu.Ezan bitti en fazla 5 dk sonra çan sesi duyulmaya başladı.Rastlantı herhalde..

Meydanın solundaki camiye belki imamı Türkçe bilir diye gittim.Vakit namazı oldugu için İmam,müezzin tek başına namaz kılıyorlardı.Büyük cami idi.Bekledim.Konuşmaya çalıştım.Müslüman ama ismi Türk ama  hiç Türkçe bilmiyorlar.Biraz sohbet etmeye çalışıp ayrıldım.
Sagdaki 4 yıldızlı otele girdik Pelinle derdimizi ingilizce anlatarak çözdük.Hemde bedava internet baglantısı ile işyerim,emailler v.s hepsini acil acele yarım saatte halletim çıktık.Burada kalmayacak Budvaya dogru yola çıkacaktık.
Saat 19.45 de Arnavutluktan çıkıp Karadag (Montenegro-CRNA GORE )  dogru yola çıktık. İnanılmaz bir yapı-sınır kapısı demeye bin şahit ister bir yerden giriş yaptık.Eski kapalı fabrikalar vardır ya..Tıpkı onların kapısı gibi idi.. :o :o  Ama çok kısa 2 dk içinde de işlemler tamamlanıp geçtik.

Köy yollarından,inşaatı devam eden asfaltlama çalışması yapılan yollardan geçiyoruz.Buralar Karadagın Türk köylerinin oldugu bölgeler.İnanılmaz bir manzara ile aniden karşılaşıyoruz.Kıpkırmızı bir tişört ve tam gögsüne denk yerde ayyıldızlı olan genç bir çocuk dönemeçte karşımıza çıktı Türk bayragı ile bezeli tişört giymiş bir genç  arkadan gelenlerin yüzünden mecburen gitmek zorunda kaldım.O da bizi farketti..Hasretle el salladı bize..tanışamadan-konuşamadan geçip gittik..olmadı olmadı..

Adriyatik denizi yukardan gözüktü.Neden KARADAG derlermiş biliyormusunuz ?..Güneş batında burada daglar birden kararır kapkaranlık olurmuş..onun için karadag derlermiş.

Rotamız Ohrid-Struga,Tiran-Karadag,Bar

..Arnavutlukta hiç kampta kalmadık.Otoyol yoktu yada biz otoyola girmedik.Transit geçtik sayılır yani..En ucuz geçiş burada oldu.. :D :D

KARADAG (MONTENEGRO-CRNA GORA )

Avrupanın Güneydoğusunda yer alan; Doğusunda Arnavutluk ve Kosova, kuzeyinde Sırbistan, batısında Hırvatistan, Bosna-Hersek, güneyinde Adriyatik Denizi yer alır. Başkenti, Podgorica'dır.

Karadağ, eski Yugoslavya'yı oluşturan altı cumhuriyetten biriydi. Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra Karadağ, Sırbistan'ın zorlamasıyla yeni Yugoslavya'ya katılmıştır. Karadağ'ın çabalarıyla 2003 yılında Sırbistan-Karadağ olarak daha esnek bir federasyon çatısı oluşturulmuştur. Karadağ, 21 Mayıs 2006 Pazar günü yapılan referandumda çıkan % 55,5'lik evet oyu ile ise bağımsız olma kararı almıştır. 3 Haziran 2006'da ise Karadağ Parlamentosu, referandumda çıkan sonuca dayanarak Karadağ'ın bağımsızlığını ilân etti.

Plaka işareti MNE .Nüfüsu 675.000 civarındadır..

Gezilecek yerleri,Kotor,Budva,sveti Stephan,Durmitor Milli park,..

KARADAG YEMYEŞİL VE BİZİ MEST ETTİ..begendik...Bir daha gelmek isteriz... :-* :-* :-*  HELE DE KOTORRRRR
.

Saat 21.00 gibi Karadag Bar şehrine geldik.Sakin ve hoşumza giden yapısı dolayısı ile geceyi burada konaklayıp sonra Budva ve Kotora geçecektik.
Geniş sahil bandında güzel bir yer bulup parkettik.Lunaparkı var.İri çaklıtaşlı plajı bu saatte bile girenler vardı..

.

Sabah her zamanki gibi bizim saatle 08.00 gibi uyandık.Kahvaltıdan önce denize girdik.Su ve deniz güzeldi.Sahil boyu duşlar bedava idi.Sonra kahvaltımızı yaptık..Sonra biraz daha denize girdik..Yavaş yavaş esmerleşmeye başlamıştrım.. ;D

Budvaya dogru yola çıktık..Zaten yakındı..Petrova adası ve Sveti Stefanı geçtik..Budva çok kalabalıktı.Şehrin nufusu degil ( o olsa olsa 15.000 gibidir ) ziyaret edenler şehrin nüfusu kadar vardı..Bir park yeri aradık plajların yolunda Halkın araçlarını parkettigi bir yer bulup daldık Kale yanındaki plaja... ;D ;D ;D


..

..
.


Crvena Gravica kampı ile ufak bir uyarı yapayım.Burada kampinge gidelim diye girdik..Keşke girmese idik..Hiç tavsiye etmeyecegim..kuş uçmaz kervan geçmez kötü bir yer..kimsecikler de yoktu.

Güneş yavaş yavaş ikindiyi geçiyorken..Budvada denize girmeye doyduk...Duşumuzu alıp hazırlandık..Beyaz Martımıza bindik..

Nereye..Dogru  kotorr....Benim idealim olan Rüya kentime...Saat 16.00 gibi KOTOR a geldik..Daha önce böylesine etkileyici bir yer görmedim..Kente hakim bir tepeyi bulup Beyaz Martımızı oraya çektim.Ayşegül ögle-Akşam yemegi arası bir yemek için hazırlık yaparken biz ise bu güzelligi içimize doya doya çekip sindirmekle yemekten önce doymakla meşguldük........